Çağımızda insanların bir mesaja dikkatlerini verme, yani odaklanma süreleri bir hayli kısıtlı. Yapılan bir araştırmaya göre insanların dikkat süresi 8 saniye ile sınırlı. İnsanlar size dikkatlerini vermeden önce onu hak etmenizi beklerler; yani karşı tarafa bir mesaj iletmeden önce, onların ilgisini hak etmemiz lazımdır. Bu nedenle iletmek istediğimiz mesajın ilk bakışta merak uyandırıcı ve ilgi çekici bir özelliğe sahip olması gerekmektedir. Peki, insanların dikkatini mesajınıza vermelerini nasıl sağlayabilirsiniz? Bunun en önemli yolu görselliktir. İnsanlar bir mesajla karşılaştıklarında (Instagram’da bir gönderi, reklam afişleri vb.) öncelikle o mesajın görsel uyaranlarına maruz kalırlar; işte bu görsel uyaranların ilgi çekici olması ise karşı tarafın mesajınızla daha uzun süre etkileşim içinde bulunmasını sağlar.
Görsel öğeler insanlığın ilk ortaya çıkışından beri varlıklarını sürdürmüşlerdir. Anlamlı cümleler ya da yazı ve alfabe ortaya çıkmadan önce var olan görsel öğeler, insan beyninin ilk tanıştığı uyaranlardır.
Beyin, bir duruma karşı dikkatini vermeden önce, ortamda bir şeylerin değişip değişmediğine bakar. Eğer ki ortamda bir değişiklik sezerse, beyin ona dikkat kesilir ve bütün odağını o noktaya yöneltir. Görsel öğeler ile bu değişimi yaratmak mümkündür. Caddelerin ve sokakların tekdüzeliğinde karşımızda belirecek dikkat çekici, farklı ve renkli bir afişe ister istemez dikkatimizi yöneltiriz. Dikkatimizi tetikleyecek bu değişimi yaratmak için afişler üzerinde yaratıcılığımızı kullanmamız gerekecektir; aksi durumda caddelerin ve sokakların monotonluğu, birbirine benzeyen afişler için de aynı şekilde geçerli olacaktır.
Kısacası görsellik, karşı tarafın dikkatini çekmenin ilk ve en önemli adımıdır ve mesajınızın alıcı ile daha uzun süre etkileşimde bulunmasına olanak sağlar.
İki Tip Afiş: Hikaye ve Mesaj
Buraya kadar görselliğin dikkat üzerindeki etkisine değindikten sonra, bu görsel öğeleri nerelerde kullanabileceğinize gelelim. Görsel öğelerin en belirgin şekilde kullanıldığı materyaller afişlerdir. Afişler hareketsiz ve sessiz yapılar olduklarından tek bir duyu organına hitap ederler. Bu durum karşı tarafın dikkatini çekmede görsel materyallerin önemini daha da öne çıkarmaktadır.
Afişler direkt olarak belli bir mesajı iletmek için kullanılsalar da içlerinde birtakım hikayeler de barındırabilirler. Özellikle filmler ya da diziler için hazırlanan afişlerin içinde hikâye unsurunu daha net görebiliriz. Bu afişler genellikle karşı tarafın zihninde belli senaryolar canlandırarak, kişide merak uyandırma amacı ile dizayn edilirler. Bu tarz dizi ve film afişlerinin içinde bazı sahnelerden ara ara kesilmiş resimler vardır; bu da size senaryonun gidişatı ile ilgili bilgi verir.
Örneğin aşağıdaki afiş bunun basit bir örneği. Bu afişe baktığımızda, bize direkt bir mesaj vermekten çok zihnimizde bir hikâye oluşturuyor. İlk baktığınızda sabahları doktor, akşamları ise bir süper kahramana dönüşen bir adam ya da çocukların korkmasını engellemek için onları kostümle muayene eden bir doktor düşünebilirsiniz. Başka bir nokta ise afişlerin kullanım alanına, yerine ve tarihine göre farklı anlamlar kazanabilmesidir. Eğer ki aşağıdaki afişi doktorlar gününde görseydik, “Doktorlar kahramandırlar.” diye bir sloganın parçası olduğunu ve bu afişin doktorlara bir nevi övgüyü temsil ettiğini düşünebilirdir.
Resmi kuruluşlar, firmalar, girişimler ya da şirketler ise afişlerinde bir hikaye anlatmaktan çok, bir mesaj verme eğilimi taşırlar. Resmi kuruluşların topluma, şirketlerin müşterilere ve girişimcilerin ise kullanıcılara ya da yatırımcılara bir mesaj verme ihtiyacı vardır. Yazının başında belirttiğimiz gibi, insanların bir mesaja odaklanma süreleri bir hayli az olduğundan, mesaj içeriği taşıyan afişlerin ilgi çekici ve barındırdıkları mesaj açısından hızlı anlaşılabilir bir yapıya sahip olmaları gerekmektedir. Örneğin aşağıdaki afişe baktığınız anda, şişenin üzerinde herhangi bir yazı olmasa bile, acı sos reklamı olduğunu hızlı bir şekilde anlayabilirsiniz. Aynı zamanda aşağıdaki afişte bu sosun ne kadar acı olduğuna dair bir bilgi belirtilmemiş olduğu halde bile, sadece görsel öğeler sayesinde, gördüğünüz acı sosun fazlasıyla acı olduğu hissine de kapılıyorsunuz; yani görev tamamlandı, mesaj yerine ulaştı.
Etkili Afişler ve Özellikleri
Eğer etkili, kolay anlaşılabilir ve hafızada uzun süre yer edecek bir afiş hazırlamak istiyorsanız, afiş hazırlarken dikkat etmeniz gereken bazı noktalar vardır. Bu bölümde etkili bir afiş tasarlayabilmek için uygulamanız gereken bazı özelliklere değineceğim. Afişinizi tasarlarken bu maddeleri dikkate almak hem mesajınızın değer görebilmesi hem de mesajınızı ileteceğiniz kitlenin mesajınız hakkındaki görüşlerini olumlu yönde etkilemesi açısından büyük önem taşımaktadır. Hazırsanız başlayalım.
1) Özgünlük ve Yaratıcılık:
Sinirbilimci Profesör Benjamin Bergen, “Tanıdık bir metaforla karşılaştıkça beynin motor sistemindeki etkinlik azalıyor, başka bir deyişle, bu metaforlar kullanıldıkları süre içerisinde canlılıklarını, etkinliklerini ya da en azından çağrışım yapma özelliklerini yitiriyorlar” diye belirtiyor. Bu da demek oluyor ki farklı olun, yaratıcı olun ve en önemlisi özgün olun. Sık kullanılan cümle kalıplarından ve metaforlardan kurtulun ki yazının başında bahsettiğimiz tekdüze, monoton sokaklara ve caddelere dönüşmeyin. Farklı cümle yapılarıyla karşılaşan beyin normalden daha fazla uyarılacak ve mesajınıza odaklanma olasılığı daha da artacaktır. Aynı zamanda farklı ve özgün bir mesaj, mesajı alanlar tarafından daha uzun süre boyunca hatırlanacaktır.
Eğer ki karşı tarafta bir merak uyandırmak istiyorsanız, onlara rakiplerinizden ya da eş düzeylerinizden farklı bir şeyler sunun. Unutmayın ki sizin diğer şirketlerden, girişimlerden ya da işletmelerden farklı bir vizyonunuz var. Mesajınızı ve iletme şeklinizi kendi vizyonunuza göre oluşturun. Böylece mesajınız sizinle hatırlanır.
İlginizi çekebilir: Değişik Reklamlar ve Yaratıcı Reklam Fikirleri
İlginizi çekebilir: Yaratıcı Sloganlar, Slogan Bulma Yöntemleri ve Örnekleri
2) Basit ve Anlaşılır:
Sonuna kadar katıldığım bir söz vardır: İnsanların ilgisini çekmek bedava değildir. Birilerinin sizin mesajınızla ilgilenmesi için onlara farklı bir şeyler sunarak dikkatlerini üzerinize çekmeniz gerekecektir. Peki karşı tarafın ilgisini toplamayı başardınız diyelim, sizce bu ilgiyi ne kadar süre boyunca canlı tutabileceksiniz? 2000 kişi ile yapılan bir araştırmaya göre bu süre 8 saniye. Evet, sadece 8 saniye. Bu da demek oluyor ki, bu kısa süre içerisinde söylemek istediklerinizi karşı tarafa aktarmanız gerekecek. Bunu başarabilmek için de mesajınızın basit ve kolay anlaşılabilir olması gerekmektedir; mümkünse ilk bakışta.
Mesajınızı basit ve kolay anlaşılabilir yapmak için anahtar kelimeler belirlemeniz gerekecektir. İyi bir şekilde analiz edip belirlenmiş anahtar kelimeler sayesinde karşı taraf mesajınızdaki anahtar kelimeler arasında anlamlı bir bütün kurup, mesajınızı bir bakışta anlayabilir. Anahtar kelimeler bir nevi yapboz parçaları gibidir. Aralarından sizin mesajınızı en iyi şekilde yansıtacak parçaları bulup karşınızdaki kişiye gösterirseniz, kısa bir süre sonra onun resmin tamamını tahmin etmesini sağlayabilirsiniz. Sizin mesajınızı ve vizyonunuzu en iyi şekilde yansıtacak anahtar kelimeleri bulun ve onlarla anlamlı bir mesaj hazırlayın. Eğer mesajınızın içeriğiyle alakalı anahtar kelimeleri doğru seçerseniz, karşı tarafın mesajınızı ilk bakışta anlamasını sağlayabilirsiniz.
İlginizi Çekebilir: Sosyal Medya Uzmanı Nasıl Olunur, Ne Yapmak Gerekir?
3) Sade Olun:
Az çoktan fazladır. Çok şey anlatmak için illa fazla söze gerek yoktur; bazen bir cümle veya bir kelime markanızın ya da girişiminizin tüm hikayesini anlatmanız için yeterli olacaktır.
Görsel zenginlik yaratmak amacıyla mesajınızı görsel bir karmaşanın içine sürükleyebilirsiniz. Bu durum karşı tarafın mesajınızı alma hızını yavaşlatır ve oluşan bu görsel karmaşa karşı tarafın dikkatinin dağılmasına neden olabilir. Yani çok şey anlatayım derken, hiçbir şey anlatamayabilirsiniz. Mesajınızı karşı tarafa en hızlı şekilde ulaştırmanın yolu sadelikten geçer ve bu sayede karşı tarafın dikkatini belli bir noktada toplayabilirsiniz.
Bu konuda alıştırma yapmak istiyorsanız, kendinize bir harf sınırı belirleyip, markanızın hikayesini ya da vermek istediğiniz mesajı bu sınırlı sayıda harf ile anlatmaya çalışabilirsiniz. Twitter’ın harf sayacı bu konuda size yardımcı olacaktır. Markanızın hikayesini sadece bir tweet içinde anlatmayı başarabilir misiniz?
4) Tutarlı Olun:
Tutarlılık, Robert Cialdini’nin “İknanın Psikolojisi” adlı kitabında, insanları ikna etmede önemli bir kavram ve güven kazanmanın bir yolu olarak gösterilir. Mesajınızın markanızla, işletmenizle ya da girişiminizin vizyonuyla tutarlı olması gerekmektedir. Farklı olmak adına, şirketinizin nasıl bir vizyonu olduğunu ve insanlar tarafından nasıl göründüğünü unutup bu tutarlılıktan çıkmak, müşterilerinizde ya da kullanıcılarınızda şaşkınlık ve güvensizlik duygularının ortaya çıkmasına sebep olabilir. Yani kısacası afişiniz ve mesajı verme şekliniz sizi yansıtmalıdır. Afişiniz sizin tutkunuzun ve vizyonunuzun bir yansıması olmalıdır.
İlginizi Çekebilir: Instagram Takipçi Yöntemi Nasıl Yapılmalı? Nelere Dikkat edilmeli?
Afiş Hazırlama Önerileri
Afiş tasarlamadan ve bir mesaj oluşturmadan önce hedef kitlenizi ve o afişi yaratmadaki amacınızı kesin bir şekilde belirlemelisiniz. Açık bir şekilde belirtilmemiş olan mesaj hem karşı tarafın hafızasında kalamaz hem de masajı alan kişinin dikkati kısa sürede dağılır. Hedef kitlenizin özel zevkleri olabilir, bu durumda afişinizin dizaynını ve mesajınızda kullanılacak üslubu buna göre belirlemeniz gerekecektir.
Afişinizde yüksek kalitede resimler kullanmanız hem sizin hem de mesajınızın kalitesi ile bağlantılıdır ve müşterinin ilgisini afişinizde daha uzun süre tutmanıza yardımcı olur.
Afişinizde yazı kullanacaksanız, yazınızın okunabilir olması ve yazı stilinin özenle seçilmesi çok önemlidir. Karşı tarafın dikkatini çekmek istediğiniz sözcükleri diğer sözcüklere kıyasla daha büyük yazarak bunu karşı tarafın dikkatini mesajınızın istediğiniz kısmına çekebilirsiniz.
Bir afiş hazırlarken dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardan birisi de renk seçimidir. Renklerin insan psikolojisi üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurarak, onları özenle seçmek, afişinizin karşı tarafta daha doğru duyguları canlandırmasını sağlayacaktır. Örneğin kırmızıyı aşk, turuncuyu samimiyet, sarıyı mutluluk, yeşilli doğallık, maviyi güven, pembeyi şefkat, moru ihtişam, kahverengiyi güven, siyahı otorite ve beyazı sağlık kavramlarıyla bağdaştırabiliriz. Renklerin bu özelliklerinin göz önüne alınması, mesajınızın sadece sözcüklerle değil, renklerin insanlarda canlandırdığı duygularla da anlaşılmasını sağlar.
Emre
Faydalı bir içerik olmuş. Tebrik ederim.
sıla taştan
güzel bir yazı olmuş
Yüksel Kanmaz
Çok etkileyici,sade ve anlaşılabilir faydalı bilgi,emeği geçen arkadaşımı kutluyorum.Diğer yazılarını sabırsızlıkla bekliyoruz.